ANA SAYFA |
Kasko sigortasında aracın çalınması-dolandırıcılık
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Esas : 2005/000193 Karar: 2006/000098 Tarih: 16.01.2006
Taraflar arasında görülen davada Kadıköy Asliye 4. Ticaret Mahkemesi''''nce verilen 11.11.2004 tarih ve 2004/1013-2004/1040 sayılı kararın Yargıtay''''ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ...tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin maliki olduğu aracı, davalı sigorta şirketine kasko poliçesi ile sigorta ettirdiğini, bir hastaneye gittiğinde par eden araçların izdihamı nedeniyle yardımcı olmak için yanına gelen kahya kılıklı kişinin park bahanesiyle aracı alıp çaldığını, davalının ödeme yapmadığını ileri sürerek, 46.000.000.000 liranın temerrüt faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, aracın dolandırma ya da emniyeti suistimal yoluyla alınıp götürüldüğünü, başlangıçta rızai bir teslim olduğu için hırsızlıktan söz edilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, dosya kapsamına ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, park edilmesine yardım edileceği sözü ile aracın kaçırılması eyleminin itimadı suistimal suretiyle hırsızlık suçunu oluşturduğu, dolayısıyla eylemin teminat kapsamında kaldığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Uyuşmazlık, dava konusu rizikonun, kasko sigorta teminatı kapsamında kalıp kalmadığı noktasında toplanmaktadır.
TTK.nun 1281/1 nci maddesi hükmüne göre, harp ve isyan olayları dışında kalan her türlü riziko, sigorta teminatı içinde ise de, aynı maddenin 2 nci fıkrasında teminatın sözleşme ile sınırlandırılmasının da mümkün olduğu hükme bağlanmış bulunmaktadır.
Nitekim, Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartları''''nın sigortanın kapsamını ve konusunu belirleyen A-1. maddesine göre kazalar, üçüncü kişilerin kötü niyetli davranışları, aracın yanması ve aracın çalınması veya çalınmasına teşebbüsten doğan zararlar bu sigortanın konusunu oluşturmaktadır. Bu belirlemeden açıkça görüleceği üzere, TCK.nun 503 üncü vd. maddelerinde düzenlenen dolandırıcılık ve aynı yasanın 508 nci vd. maddelerinde düzenlenen emniyet suistimal eylemlerinin kasko sigortanın konusunu teşkil etmediği anlaşılmaktadır. Aynı Genel Şartların teminat dışı halleri düzenleyen A.5 maddesi de A.1 maddesini doğrulayacak ve tamamlayacak şekilde sevkedilmiştir.
Emniyeti suistimal eyleminde, malik veya zilyed rıza ve isteği ile malı verdikten sonra kendisine iade edilmemesi sonucu zarar doğmakta, hırsızlıkta ise başlangıçta bir teslim olmadan, rıza dışında mal alınıp götürülmekte, dolandırıcılıkta ise, irade, hile ve desise ile fesada uğratılarak, teslim sağlanmaktadır.
Somut olayda, dava dilekçesinde, hastaneye gittiğinde park eden araçların izdihamı nedeniyle davacıya yardımcı olmak için gelen kahya kılıklı bir kişinin park bahanesiyle aracı alıp, çaldığı iddia edilmiş olup, aracı götüren kişi Savcılık hazırlık dosyası kapsamına göre aranmaya devam edilmektedir. Davacı müşteki sıfatıyla emniyet görevlilerine verdiği beyanında, hastane otoparkının giriş turnikesinden bilet alıp içeri girdikten sonra yer bulamadığı için otoparktan dışarıya aracı ile çıktıktan sonra, dışarıda park yeri ararken, kahya kılıklı birinin gelip, "ben dışarıda park yeri bulurum, sen bana anahtarı ver" dediğini, anahtarı bu kişiye verdiğini, bu kişinin aracı çalıştırıp, ileride bir yere park etmek için hareket ettiğini, arkasından gözlediğini, ancak gözden kaybolduğunu beyan etmiştir. Bu eylemde, aracı götüren, davacıyı yanıltarak, hile ile ve davacının hulus ve saffetinden yararlanarak, davacının iradesini fesada uğratıp, aracın rıza ile teslimini sağlamış olduğundan, dolandırıcılık suçunu işlemiştir. Özel bir tarzda teslim ve muhafazaya tevdi bulunmadığından, emniyeti suistimal suçu oluşmamıştır. Kaldı ki, bu suç dahi teminat dışıdır. Mahkemenin gerekçesinde dayandığı, TCK.nun 491/3 üncü bent hükmünde, hırsızla malı çalınan arasında, hizmet veya bir iş yapmak veya bir yerde muvakkat olsun birlikte oturmak yahut karşılıklı nezaket icaplarından ileri gelen itimadı suistimal neticesi olarak siyanetine terk ve tevdi olunmuş eşya hakkında işlenen hırsızlık eylemi düzenlenmiş olup, somut olayda iddia edilen eylem, bu olmayıp, dolandırıcılıktır. Bu itibarla, riziko, kasko sigorta teminatı kapsamında değildir.
Bu durumda, mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulü doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 16.01.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay Karar Arşivi